"Ermenistan-Türkiye sınırı sadece Ermenistan-Türkiye sınırı değil, aynı zamanda AB-Türkiye Gümrük Birliği ve RA-EAEU sınırıdır."

Ermenistan-Türkiye sınırının açılması, yalnızca iki ülke arasındaki ticareti değil, aynı zamanda Türkiye'nin AB ile olan Gümrük Birliği ve Ermenistan'ın Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) üyesi olmasının getirdiği karmaşık düzenlemeleri de etkiliyor. Ermeni ve Türk ekonomistlerin bu konuda yürüttüğü tartışmalar, sınırın açılmasının ekonomik etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye çalışıyor. Gazeteci Ani Galstyan, bu süreci değerlendirmek için ekonomist Tigran Jrbashyan ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi. Ekonomik Etkiler ve Sektörler Üzerindeki Yansımalar Jrbashyan, Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasının olası ekonomik sonuçlarını 2006-2007 yıllarında ele aldığını belirtti. O dönem yapılan çalışmalar, sınırların açılmasının Ermenistan ekonomisine nasıl yansıyabileceğini modellemeyi hedeflemişti. Ancak, o zamandan bu yana değişen jeopolitik durumlar ve iki ülkenin ekonomik yapısındaki farklılıklar nedeniyle, bugün bu etkilerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sınırın Açılması ve Ticaret Anlaşmaları Sınırın açılmasıyla birlikte Türkiye ve Ermenistan arasında yeni bir ticaret anlaşmasına ihtiyaç duyulacağını vurgulayan Jrbashyan, her iki ülkenin de Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi olmasına rağmen, bu süreçte yeni müzakerelerin yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Ermenistan’ın EAEU üyesi olması, ticaret anlaşmalarında yetki sınırlamalarını beraberinde getiriyor. Ermenistan’ın şu anda Türkiye’ye ihraç edebileceği ürün gruplarının oldukça sınırlı olduğuna dikkat çeken Jrbashyan, özellikle elektrik alanında fırsatlar bulunduğunu belirtti. Türkiye’nin elektrik ihtiyacı dikkate alındığında, Ermenistan’ın elektrik ihracatçısı olarak Türkiye ile işbirliği yapabileceği olasılığı üzerinde durdu. Transit Ticareti ve Lojistik Avantajlar Sınırın açılmasıyla Ermenistan’ın transit ticaret açısından önemli kazanımlar elde edebileceğine vurgu yapan Jrbashyan, Akdeniz’deki Türk limanlarına erişimin Ermeni ürünleri için daha rekabetçi fırsatlar yaratacağını ifade etti. Poti ve Batum limanlarına kıyasla Türk limanlarının daha verimli olması, Ermeni ihracatının lojistik maliyetlerini düşürecek. AB ve EAEU’nun Rolü Jrbashyan, Ermenistan-Türkiye sınırının yalnızca iki ülke arasındaki bir sınır olmadığını, aynı zamanda AB-Türkiye Gümrük Birliği ve EAEU’nun da sınırı olduğunu vurguladı. Bu durum, sınırın açılması sürecinde AB ve EAEU'nun müzakerelerde önemli bir rol oynamasını gerektiriyor. AB’nin, sınırın açılmasında arabuluculuk yapmasının Ermenistan için en faydalı model olduğunu ifade etti. Sonuçlar ve Riskler Sınırın açılması durumunda Ermenistan-Türkiye ticaretinin düzenlenmesi konusunda riskler olduğuna dikkat çeken Jrbashyan, ticaret rejimlerinin bulunmaması ve müzakere sürecinin belirsizlikler taşıdığını belirtti. En iyi çözümün DTÖ koşullarını uygulamayı taahhüt etmek olacağını savunan Jrbashyan, Türkiye'nin bu konuda ne kadar istekli olacağının belirleyici olduğunu söyledi. Sonuç olarak, Ermenistan-Türkiye sınırının açılması hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. İki ülke arasındaki ticaretin düzenlenmesi, transit ticaretin gelişmesi ve AB ile EAEU’nun bu süreçteki rolü, gelecekteki ekonomik gelişmeleri belirleyecek kritik unsurlar olacak. It's not #Turkey but #Türkiye #Armenia

Kaynak:  🇦🇲 168 Hours

0/Yorum Yapın/Yorum