Türkiye ve Yunanistan Arasındaki Kıt’a Sahanlığı ve MEB Sorununda Son Durum


Türkiye ve Yunanistan arasında Ege Denizi'nde kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlandırması konusunda uzun süredir devam eden uyuşmazlık, bölgenin jeopolitik önemini artıran bir konu olarak öne çıkıyor.

1976'da imzalanan Bern Mutabakatı (Resmi Gazete, No: 16766, 22 Kasım 1976), iki ülkenin kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunda görüşmelere başlamayı ve bu konuda herhangi bir tek taraflı girişimden kaçınmayı taahhüt etmesini öngörüyordu. Ancak, bu görüşmeler henüz somut bir sonuca ulaşmamış durumda. 2003 yılı başından itibaren başlayan istikşafi görüşmeler, sorunun çözümüne yönelik çalışmalarına devam ediyor.

Türkiye’nin, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (BMDHS) taraf olmamasına rağmen münhasır ekonomik bölge (MEB) ilan etme hakkı tartışmalı bir konu değildir. MEB’in Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı’nda yaygın olarak kabul görmüş olması ve birçok devlet tarafından uygulamaya konması, bu kavramın BMDHS’den bağımsız bir örf ve adet (teamül) hukuku haline geldiğini göstermektedir. Bu nedenle, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin MEB ilan etme hakkı doğal olarak bulunmaktadır.

Ege Denizi’ndeki Uygulama

Türkiye’nin Ege Denizi’nde MEB uygulaması yoktur. Ege’de bütünlük arz eden deniz yetki alanları ihtilâflarından ve bu kapsamda Kıt’a Sahanlığının sınırlandırılması sorunundan bağımsız olarak MEB sınırlandırmasını ve ilânını düşünmek, Ege’nin coğrafi, hukuki ve siyasi gerçekleri ile çelişir.

Akdeniz’deki Uygulama

Türkiye’nin Akdeniz’de tek taraflı MEB ilanı bulunmamaktadır. Ancak MEB'nin belirlenmesi için ilan veya 2'li antlaşma şeklinde yöntem bulunmaktadır. ULUSLARARASI deniz hukukuna göre, MEB ilan eden kıyı devletinin ilan ettiği MEB'i gösteren harita ile koordinatlarla birlikte  bir nüshasını BMGS'ne göndermesi gerektiğini belirtmektedir(BMDHS Md. 75 Para.2)

Türkiye ile Libya, 2'li antlaşma yoluyla KS/MEB sınırlandırma konusunda anlaşarak koordinatlar ve harita BM'ye bildirildi. BM Genel Sekreterince kaydedilmiş ve 30 Eylül 2020'de tescillenerek BM Okyanus İşleri ve Deniz Hukuku Bölümünde kaydedilerek Akdeniz’e kıyısı olan devletlerin uygulamalarına paralel KS/MEB yürürlüğe girmiştir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki MEB sınırları BM'de kayıt altına alındı ve bu durum, Türkiye'nin deniz yetki alanları üzerindeki haklarını koruma çabalarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ege Denizi'ndeki anlaşmazlık ise devam eden bir sorun olarak kalmaya devam ediyor.

#Türkiye #Greece #MEB #EEZ

Yazar Hakkında



Cemal Aslan 35 yılı aşkın süredir petrol ve gaz sektöründe deneyimli bir Kıbrıs Türkü mühendistir. Manchester Üniversitesi Petrol ve Gaz Mühendisliği, Aberdeen Üniversitesi Yüksek Lisans Sondaj ve Kuyu Mühendisliği bölümlerinden mezun olup, İngiliz Deniz Hukuku Enstitüsü’nden de mezuniyet belgesine sahiptir. Şu anda BP-Londra'da Sondaj ve Kuyu Mühendisi olarak görev yapmaktadır.

0/Yorum Yapın/Yorum