Ankara’nın Jeopolitik Hamleleri Dünyayı Değiştiriyor

Türkiye: Geçmişle Gelecek Arasında Bir Köprü Ankara’nın Jeopolitik Hamleleri Dünyayı Değiştiriyor Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, geçmişin mirası ile geleceğin vizyonunu birleştiren bir strateji izliyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesindeki geniş etkisini arka planına alan ülke, günümüzde bölgesel ve küresel düzeyde etkisini yeniden şekillendiriyor. 2024 yılında Türkiye, Somali ve Etiyopya arasında tarihi bir barış anlaşmasına aracılık ederek, uluslararası arenadaki rolünü güçlendirdi. Ankara’da Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Başbakan Abiy Ahmed’in imzaladığı anlaşma, sadece Somaliland krizinin çözümünü değil, aynı zamanda bölgesel istikrarın teminini hedefliyordu. Bu barış hamlesi, Türkiye’nin bölgesel bir aktör olmaktan öte, küresel bir arabulucu olarak konumlandığını gösteriyor. Stratejik Kızıldeniz bölgesindeki bu gelişmeler, Türkiye’nin ticaret yollarına erişimini artırırken, ekonomik ve askeri etkisini de pekiştirdi. Suriye: Bir Krizden Güç Doğdu Suriye’de Beşar Esad rejiminin çöküşü, Türkiye’nin bölgedeki stratejik önemini yeniden tanımladı. Muhalif güçlere destek veren Ankara, hem yeni yönetimin inşasında barışçıl bir rol üstlendi hem de Kızıldeniz’e uzanan bir ekonomik koridor oluşturdu. Esad’ın Moskova’ya kaçışının ardından Türkiye, Orta Doğu’daki liderlik pozisyonunu güçlendirdi. Karabağ ve Türk İnsansız Hava Araçları Türkiye’nin Azerbaycan’a Dağlık Karabağ’da verdiği destek, bölgedeki dengeleri değiştirdi. Türk insansız hava araçları, Azerbaycan’ın zaferindeki kritik unsurlardan biri oldu. Bu gelişmeler, Ankara’nın yalnızca askeri değil, diplomatik anlamda da bölge üzerinde etkin bir güç olduğunu kanıtladı. Neo-Osmanlıcılık: Geçmişten İlham Alan Bir Gelecek Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, Osmanlı mirasını modern jeopolitik hamlelerle birleştiren bir strateji güdüyor. Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında bir köprü olmayı hedefleyen Türkiye, Afrika’dan Ukrayna’ya kadar geniş bir coğrafyada etkisini artırıyor. Ukrayna ile Dengeli İlişkiler Ukrayna-Rusya savaşı sırasında Türkiye, benzersiz bir denge politikası izledi. Bir yandan Ukrayna’ya Bayraktar insansız hava araçlarıyla askeri destek sağlayan Ankara, diğer yandan Rusya ile ekonomik işbirliğini sürdürdü. Türkiye, Moskova’ya yaptırım uygulamayan nadir ülkelerden biri olarak enerji projelerinde Rusya ile ortaklık yaptı. Bu denge politikası, Türkiye’nin Karadeniz’deki istikrarı koruma çabalarını vurgularken, uluslararası arenadaki diplomatik ağırlığını da artırdı. Zorluklar ve Fırsatlar Türkiye’nin yükselişi, bölgesel ve küresel düzende hem fırsatlar hem de zorluklar yaratıyor: Batı ile Gerginlikler: Türkiye’nin özerk politikaları, NATO ve AB ile ilişkilerde sürtüşmelere yol açabiliyor. Ekonomik Kırılganlık: Yabancı yatırımlara bağımlılık, bölgesel çatışmalara odaklanmayı zorlaştırıyor. Otoriter Yönetim Eleştirileri: Erdoğan’ın yurt içindeki hakimiyeti, demokratik ülkelerle işbirliğini zorlaştırabilir. Türkiye’nin küresel sahnede yükselişi, bir imparatorluk kurmaktan ziyade nüfuz oluşturma stratejisine dayanıyor. Erdoğan liderliğinde Türkiye, diplomasi, askeri güç ve ekonomik ortaklıklarla dünyada yeni bir yer buluyor. Bu strateji, bir ülkenin küresel arenada nasıl etkili olabileceğine dair ilham verici bir örnek sunuyor. Ancak bu yolun Türkiye’yi bir küresel lider haline getirip getirmeyeceğini zaman gösterecek. It's not #Turkey but #Türkiye #Ukraine #Azerbaijan #Syria #Somalia #Ethiopia #Africa

Kaynak:  Glavcom